Sistemimizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için yasal mevzuata uygun çerezler kullanılır. Balıkesir Ticaret Platformu’yu kullanarak bu çerezleri kabul etmiş olursunuz. Detaylı bilgi için çerez politası sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
Günümüz dünyasında üzerinde durulan son pazarlama stratejisi ise lüks olarak nitelendirilen ürünlerin ihtiyaç olduğu düşüncesinin tüketicilere aktarılması ve sonucunda da pazarlaması yapılan ürünün artık lüks olmaktan çıkıp hayatın olağan akışında kullanılmasa eksiklik yaşanacağını düşünen bir kitle oluşturulması yöntemi oldu. Bahsi geçen hususun gerçekliğini her ne kadar idrak etmekte zorlanıyor olsak da bunun aslında bir çeşit pazarlama yöntemi ve uzun araştırmalar sonucunda ortaya çıkarılan NöroMarketing yöntemi sayesinde olabildiği gözler önüne seriliyor.
Yeni bir ürün lansmanı göz önüne alındığında, görücüye çıkarılan ürünün lüks gibi görülmesine rağmen, kullanıcı neden bunu bir ihtiyaç olarak algılıyor ve bu ürüne sahip olmak istiyor?
Bunun belirlenen 3 sebebi var.
Birincisi, eldeki ürünün yıllanmış olduğu ve kullanımının artık mümkün olmadığı durumudur ki gayet doğal bir şekilde yeni bir ürüne ihtiyaç duyulduğu gerçeğini yansıtmaktadır.
İkincisi, eldeki ürünün eskidiği/bozulduğu izlenimi oluşturulan bir teknolojik altyapı ile kullanıcının yeni ürüne zorlanması durumudur. Şöyle ki, kullanıcının hali hazırda kullandığı ürünün üretici tarafından yapılan güncellemeler veya destek/yama niteliğinde yollamış olduğu yazılımları sonucunda yavaşlaması, kamera kalitesinin azalması, tasarım farklılıklarının oluşması vb. ürüne veya diğer deyişle elindeki modelin artık iş görmediğine inandırıldığı bir pazarlama ortamı oluşturuldu.
Üçüncüsü ise, Psiko-Sosyal gereksinim, yani diğer bir deyişle kullanıcıların statüko kaygısı olarak değerlendiriliyor. Bunu kısaca ifade etmek gerekirse, kullanıcı hali hazırda kullanmış olduğu ürünün kendisi ve çevresinde güncelliğini yitirdiği algısı ile psikolojide self-peer pressure(içsel-toplum baskısı) olarak nitelendirilen durumun içerisine düşüyor ve kendisine toplumda ki konumu itibariyle yüklediği kişiliğe uygun olan yeni ürünü alması gerektiği konusunda baskı uyguluyor. Bu konu, kişinin davranışları ile alakalı olduğu için ayrı bir alanın konusu olduğu için şimdilik bu yazımızda kitleleri alışveriş çılgınlığına iten stratejileri inceleyeceğiz.
Bir önceki başlıkta değindiğimiz hususa binaen, bir ürünün lüks olmaktan ziyade ihtiyaç olarak kabullendirildiği yöntemiyle pazarlandığı gerçeğine karşı savunmasız kalan bir kitleye, bir de ürünü alabileceği şekilde makyajlanarak alıcıyı cezbeden kampanya, ödeme kolaylığı ve/veya kapıya teslim vb. imkânlar sunulduğunda ortaya çıkan alışveriş çılgınlığından bahsetmek gerekiyor.
Bir kullanıcının ürünü alması için uygulanan söz konusu stratejilere, geleneksel yöntemler olan kampanya veya ödeme kolaylığı gibi yöntemler de eklenince haliyle ihtiyacı olan ürünü kolay alabileceği şekilde uygulamalar da eklenince artık hedeflenen satış başarıyla gerçekleştiriliyor.
Nöromarketing Sayesinde Alıcı ve Satıcı Memnun Kalıyor
Ürün lüks sınırlarını zorlayan bir lansmanda tanıtılmıştı, alıcı ihtiyacının farkına vardı, kampanyalar ile de cazip hale getirildi, şimdi ise sırada müşteri memnuniyeti var. Bir satıcı bu aşamaya kadar getirdiği bir ürünün pazarlamasını yaptıktan sonra satışına ve kazancına kitlenmişti. Yeni ve son aşama olarak artık müşteri memnuniyetine odaklanarak yeni çıkaracağı ürüne ait potansiyel kitlesini elinde tutma çabasına girecektir. Bunu da ürüne sağladığı garanti ve gerekli yazılım güncellemeleri ile hedeflemektedir. Böylelikle müşteri memnuniyeti ve yeni bir üründe müşterinin yeniden aynı markayı tercih etmesi için gerekli planlamayı yapmaktadır.
Bir önceki bahsettiğimiz aşamalarda kullanıcı sadece yeni bir ürün almayı düşünüyordu ve bunun için gerekli şekilde pazarlama stratejilerinden geçmişti, şimdi ise sadece almak veya almamak arasında karar vermesi gerekiyor. Madem her şeyin pazarlama stratejisi üzerine kurulduğunu ifade ediyoruz, o halde kullanıcı ürünü alırken mantığını ne derece kullanıyor? Burada Nöromarketing kavramıyla karşılaşmaktayız.
Nöromarketing, kişilerin satın alma eğilimlerini, insan beyninin nasıl çalıştığını ve bir bireyin herhangi bir konuda nasıl karar verdiğimizi bilimsel tekniklerle ölçen ve açıklamaya çalışan bir kavram olarak açıklanmaktadır.
Nöromarketing kavramının pazarlamadaki etkisini inceleyecek olursak, bilim ve pazarlamanın harmanlanması sonucu ortaya çıkan satın alma eğilimlerinin yönetilerek alıcının aldığı üründen memnun kalmaması için gerekli bütün düşüncelerden arındırıldığı bir teknik olarak değerlendirilmektedir. Yani kullanıcı, pazarlamacıların satış stratejileri karşısında, ürünü satın alırken bilinçli bir şekilde karar veremiyor. Tek hedefi o ürünü almak ve devamında belki de tam performans kullanamayacaksa bile yine de ihtiyaç olarak kendisine kabul ettirildiği gerçeğinden uzak bir şekilde memnun kalacak şekilde hayatına devam ediyor.